Kronik yaraya zemin hazırlayan kısır döngü ortak bir sonuca çıkar ve mikroanjiyopati olarak adlandırılan küçük çaplı damarlarda tıkanıklıklar meydana gelir. Vücuttaki uç noktalarda başlayan bu damar tıkanıklıkları başlangıçta hastada şikayete yol açmaz. Dokunun kanlanmasındaki bozulma sinir uçlarında hasara ve dolayısıyla his kaybına yol açar. Bunun sonucunda hastanın ağrı duyusu da bozulur ve açılan ufak yaralarda dahi hasta ayağında sorun olduğunu algılayamaz. Bu durumda yara ilerleyerek bir kısır döngüye girer. Sinir hasarı ileri vadede kasların motor hareketini sağlayan sinirleri de etkileyerek kaslarda güçsüzlüğe ve yürüyüş bozukluklarına yol açar. Bu durum ayaktaki basma yüzeyini değiştirerek basınca dayanıksız alanlarda yara oluşumunu tetikler.

Küçük damar hasarının yarattığı kanlanma bozukluğunun bir diğer sonucu ise deride ter ve yağ bezlerinin çalışmasındaki yetersizliğe bağlı cilt kuruluğudur. Cilt kuruluğu mikropların yerleşmesi için çatlakların oluşmasına da zemin hazırlar.  Bunun sonraki süreci enfeksiyonlar ve gangrene giden süreçtir. Gangren dokuların canlılığını yitirerek renginin koyulaşmasıdır ve ölü dokular ameliyatla temizlenmedikçe sorun daha yukarı seviyelere ilerleyebilir.

Yara dokusunda gangrenin yol açtığı siyah kabuk ameliyatla temizlendiğinde zeminde pürülan akıntılı bir yara ortaya çıkabileceği gibi hiç bir enfeksiyon bulgusu olmaksızın granülasyon dokusu denilen iyileşme dokusunun başlangıcı ile de karşılaşılabilir. Günlük yinelenen pansumanlarla bu doku gelişerek yara zeminini doldurabilir ve hatta kenarlardan yeni deri örtüsü oluşarak yarayı kapatabilir.